Spor Toto 2. Lig Kırmızı Grup'ta hafta sonu deplasmanda karşılaştığımız Menemen Belediyespor müsabakası bu haftaki köşe yazımda ‘ Yedi düvel’e karşı mücadele ediyoruz’ şeklinde başlık atmama yol açtı.Evet, deyim yerinde ise Ankaragücü olarak adeta ‘Yedi düvel’e karşı mücadele ediyoruz’.Menemen Belediyespor müsabakasında elde edilen sonuca çok fazla takılmak istemiyorum. Takılmak istemiyorum çünkü önümüzde bizi bekleyen zorlu bir süreç var ve bu süreci de yine birlik, beraberlik, dayanışma ve kenetlenerek aşacağımıza inanıyorum.Nasıl ki elde edilen bir galibiyetle hedefe ulaşmış sayılmıyorsanız, kaybedilen üç puanla da hedefinizden uzaklaşmış olmuyorsunuz.Sezon başında büyük fedakarlıklarla oluşturulan teknik ekip ve oyuncu kadromuza güveniyor, çok daha fazla çalışarak sezon sonunda arzulanan hedefe ulaşacağımıza yürekten inanıyorum.Gelelim asıl konumuza yani ‘Yedi düvel’e karşı mücadele ediyoruz’ şeklinde başlık atmama yol açan olaylara;Ankaragücü Spor Kulübü, tartışmasız Ankara’nın en büyük marka değeri, karşılıksız sevileni, Türk Sporu’nun temel taşlarından biri, Anadolu’nun ağabeyi ve yetiştirdiği birbirinden yetenekli sporcularla örnek bir kulüptür.Ankaragücü olarak iç sahada ya da deplasmanda kiminle maç yaparsak yapalım rakiplerimiz, iki kat daha fazla konsantre olarak bize karşı kapasitelilerinin üstünde direnç göstermeye çalışıyorlar. Bunu normal karşılıyorum. Rakiplerimiz bizden alacakları puan ya da puanlarla kendilerini gündeme taşımak istiyorlar. Öyle ki normal şartlarda elli-yüz kişiye oynayan takımlar dahi bizimle maç yapacakları zaman tribünleri doldurabiliyor, Ankaragücü gelecek hafta sonu maç yapacağız denildiğinde, Ankaragücü’nü izlemek için o şehrin insanları akın akın stada gelebiliyor.Sadece taraftarlar mı? Tabiî ki hayır. Şehir top yekün teyakkuza geçiriliyor. Vali, kaymakam, belediye başkanı, emniyet müdürü, kurum ve kuruluşların yöneticileri hatta o şehrin, o bölgenin milletvekilleri dahi maça geliyorlar.Hasbelkader bizden puan ya da puanlar aldıklarında yerel gazetelerde (Ankaragücü’nü yendik, puan aldık) şeklinde çıkan haberleri çerçeveletip bir gurur abidesi olarak kulüplerinin duvarlarına asıyorlar. Puan alabilmek ya da yenebilmek için futbol dışında her türlü olumsuzluğu yapabiliyorlar! Müsabakanın başlamasıyla birlikte rakip takım oyuncuları yerlere yatarak zamandan çalmaya çalışıyor, futbol oynamaktan çok oynatmama adına yaptıkları her eylemi meşru görüyorlar.Sözde centilmenlik ve fair-play mesajları veren rakip takım yöneticileri ve taraftarları fair-play ve centilmenliğe aykırı ne varsa yapıyorlar.Yukarıda bahsettiğim olumsuzlukların en somut örneğini hafta sonu İzmir’de karşılaştığımız Menemen Belediyespor müsabakasında yaşadık.Maçtan iki-üç gün önce taraftarlarımıza 80 kişilik yer ayrıldığı açıklanmıştı. Stat kapasitesine göre bunu normal karşıladık. Çünkü tribün demeye şahit arayacağınız bir stadı vardı Menemen’in!Maç öncesi Menemen Belediye Başkanı protokol tribününe gelerek tek tek tüm misafirlerine hoş geldiniz dedi. Maç beklenildiği gibi futbol kalitesi ve seyir zevki yüksek şekilde geçti. Rakip takımın teknik direktörü Suat Kaya, doksan dakika boyunca yan hakem ve dördüncü hakemle çizgide gitti geldi. Neredeyse hakemin her kararına itiraz edip kulübeden çıkarak el kol hareketleriyle abartılı bir şekilde reaksiyon göstererek tribünlerin ve sahada ter döken iki takım oyuncularının da gerim gerim gerilmesine yol açacak eylem ve davranışlarda bulundu. Şampiyonlar Ligi ve UEFA Ligi görmüş, defalarca Milli Takım forması giymiş uluslar arası deneyime sahip birinin saha kenarında yaptığı bu tip davranışların fair-play ruhu ile bağdaşır bir yanı var mı takdiri sizlere bırakıyorum!Galibiyet golünden sonra tüm yedek kulübesinin orta sahaya kadar depar atması, sanki şampiyon olmuş gibi çılgınca sevinmeleri, maç sonunda taraftarlarının oyuncularımıza sözlü ve fiziki tacizde bulunmaları da ayrı bir komedi! Tüm bunlara müsabakanın temsilcisi ve gözlemcisinin nasıl bir rapor yazacağını şimdiden merak ediyorum! Ankaragücü o kadar büyük ki adamlar bizden üç puan alınca sanki Dünya Şampiyonu olmuş gibi adeta kendilerini parçalayarak seviniyorlar!Maçın bitiş düdüğü ile birlikte stat hoparlöründen ‘Ankara’nın Bağları’ çalınması da çok ilginç! Ankara’nın Bağları adlı şarkı sanırsınız ki sanki İzmir’le özdeşleşen, İzmir’e mal olmuş ve İzmirlilerin tüm zamanlarda dinlediği şarkı!Kinayeli bir şekilde Ankara ile özdeşleşen ‘Ankara’nın Bağları’ adlı şarkıyı stat hoparlöründen çalmak fair-play ve centilmenlikle ne kadar örtüşüyor anlayabilmiş değilim.Sayısını hatırlayamadığım kadar İzmir takımları ile Ankara’da karşılaştık ve defalarca gelip geldik. Emin olun hiç birinde ‘İzmir Marşı’ çalmadık! Futbol sonucu önceden kestirilemeyecek görsel bir şölendir. Üç neticeye açık bu görsel şölen, futbol oyun kuralları içerisinde oynanırsa çok daha keyifli bir hal alıyor. Ankaragücü olarak futbol oyun kuralları çerçevesinde izleyenlere keyifli bir doksan dakika yaşattığımızı söyleyebilirim. Menemen’de bıraktığımız üç puan ve yukarıda yapılan olumsuzluklar bana tabir-i caiz ise Sokullu Mehmet Paşa’nın,”Biz kolunuzu kestik, siz bizim sakalımızı tıraş ettiniz. Kesilen kol yerine gelmez ama tıraş edilen sakal daha gür büyür” şeklindeki sözünü hatırlattı. Biz üç puanın telafisini yapar ve zirve hedefimize ulaşırız. Siz ise yaptığınız olumsuzluklarla hafızalarda kötü izler bırakarak dost kaybetmeye mahkum olacak çekirge misali bir zıplayıp-iki zıplayıp tepe üstü yere çakılacaksınız.Biz Menemen’de üç puan bıraktık fakat oynanan futbol, saha içi dayanışma ve oyuncu kadromuzun gerek maç içinde gerekse maç sonundaki kenetlenmesi takım olduğumuzun en somut göstergesi ve zirve hedefimizin en samimi İşaretidir. Bir şehir uyanıyor, Ankara’nın en büyük Markası olan ‘Ankaragücü’müz’ emin adımlarla, kararlı bir şekilde zirveye yürüyor.Oldukça zorlu ve çetin geçen zirve yürüyüşünde yalnız bırakılmanın üzüntüsünü yaşıyoruz.Ankaragücü hepimizin takımı, Ankara’nın incisi, gönlümüzün birincisi.Ankara’da otuz iki milletvekili var. Bunların bazıları bakan, bazıları partilerinde genel başkan yardımcısı, bazıları ise TBMM’de komisyon üyesi.Ankara’da yirmi beş belediye başkanımız, bir o kadarda kaymakamımız var.Ankara’da güçlü STK’lar, güçlü iş adamları var.Ankara’da Kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticileri var.Anakara’da hemşehri dernekleri var.Ankara’da Ankara Valisi var.Üzülerek belirtmeliyim ki maalesef bu zat-ı muhteremlerin hiç birisi Ankaragücü’müzün hiçbir maçında yoklar, yanında değiller ve destek olmayarak zirve yürüyüşüne omuz vermiyorlar. Ankaragücü’nün başarıya odaklanmış, kulübü aydınlık günlere kavuşturmaya yönelik samimi bir gayretle çalışan güçlü bir başkanı ve yönetim kurulu var.Ankaragücü’nün karşılıksız seven, cefakar ve fedakar bir taraftar topluluğu var.Ankaragücü’nün Başkanı ile yönetimi ile teknik heyet ve futbolcusu ile bütünleşmiş koskocaman bir yüreği var.Ankaragücü’nün yedi düvele karşı mücadele edebilecek azmi ve inancı var….Ankaragücü’nün Gücünü merak edenleri hafta sonu oynayacağımız Bugsaşspor maçına davet ediyorum. Tek yürek olmuş, tek vücut olmuş yirmi bin kişinin koro halinde Ankara’yı inleteceği şöleni kaçırmamanızı öneriyorum.Esen kalın…
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Tuna Yılmaz'dan Ankaragücü Mesajı
Yedi düvel’e karşı mücadele ediyoruz…
Spor Toto 2. Lig Kırmızı Grup'ta hafta sonu deplasmanda karşılaştığımız Menemen Belediyespor müsabakası bu haftaki köşe yazımda ‘ Yedi düvel’e karşı mücadele ediyoruz’ şeklinde başlık atmama yol açtı.Evet, deyim yerinde ise Ankaragücü olarak adeta ‘Yedi düvel’e karşı mücadele ediyoruz’.Menemen Belediyespor müsabakasında elde edilen sonuca çok fazla takılmak istemiyorum. Takılmak istemiyorum çünkü önümüzde bizi bekleyen zorlu bir süreç var ve bu süreci de yine birlik, beraberlik, dayanışma ve kenetlenerek aşacağımıza inanıyorum.Nasıl ki elde edilen bir galibiyetle hedefe ulaşmış sayılmıyorsanız, kaybedilen üç puanla da hedefinizden uzaklaşmış olmuyorsunuz.Sezon başında büyük fedakarlıklarla oluşturulan teknik ekip ve oyuncu kadromuza güveniyor, çok daha fazla çalışarak sezon sonunda arzulanan hedefe ulaşacağımıza yürekten inanıyorum.Gelelim asıl konumuza yani ‘Yedi düvel’e karşı mücadele ediyoruz’ şeklinde başlık atmama yol açan olaylara;Ankaragücü Spor Kulübü, tartışmasız Ankara’nın en büyük marka değeri, karşılıksız sevileni, Türk Sporu’nun temel taşlarından biri, Anadolu’nun ağabeyi ve yetiştirdiği birbirinden yetenekli sporcularla örnek bir kulüptür.Ankaragücü olarak iç sahada ya da deplasmanda kiminle maç yaparsak yapalım rakiplerimiz, iki kat daha fazla konsantre olarak bize karşı kapasitelilerinin üstünde direnç göstermeye çalışıyorlar. Bunu normal karşılıyorum. Rakiplerimiz bizden alacakları puan ya da puanlarla kendilerini gündeme taşımak istiyorlar. Öyle ki normal şartlarda elli-yüz kişiye oynayan takımlar dahi bizimle maç yapacakları zaman tribünleri doldurabiliyor, Ankaragücü gelecek hafta sonu maç yapacağız denildiğinde, Ankaragücü’nü izlemek için o şehrin insanları akın akın stada gelebiliyor.Sadece taraftarlar mı? Tabiî ki hayır. Şehir top yekün teyakkuza geçiriliyor. Vali, kaymakam, belediye başkanı, emniyet müdürü, kurum ve kuruluşların yöneticileri hatta o şehrin, o bölgenin milletvekilleri dahi maça geliyorlar.Hasbelkader bizden puan ya da puanlar aldıklarında yerel gazetelerde (Ankaragücü’nü yendik, puan aldık) şeklinde çıkan haberleri çerçeveletip bir gurur abidesi olarak kulüplerinin duvarlarına asıyorlar. Puan alabilmek ya da yenebilmek için futbol dışında her türlü olumsuzluğu yapabiliyorlar! Müsabakanın başlamasıyla birlikte rakip takım oyuncuları yerlere yatarak zamandan çalmaya çalışıyor, futbol oynamaktan çok oynatmama adına yaptıkları her eylemi meşru görüyorlar.Sözde centilmenlik ve fair-play mesajları veren rakip takım yöneticileri ve taraftarları fair-play ve centilmenliğe aykırı ne varsa yapıyorlar.Yukarıda bahsettiğim olumsuzlukların en somut örneğini hafta sonu İzmir’de karşılaştığımız Menemen Belediyespor müsabakasında yaşadık.Maçtan iki-üç gün önce taraftarlarımıza 80 kişilik yer ayrıldığı açıklanmıştı. Stat kapasitesine göre bunu normal karşıladık. Çünkü tribün demeye şahit arayacağınız bir stadı vardı Menemen’in!Maç öncesi Menemen Belediye Başkanı protokol tribününe gelerek tek tek tüm misafirlerine hoş geldiniz dedi. Maç beklenildiği gibi futbol kalitesi ve seyir zevki yüksek şekilde geçti. Rakip takımın teknik direktörü Suat Kaya, doksan dakika boyunca yan hakem ve dördüncü hakemle çizgide gitti geldi. Neredeyse hakemin her kararına itiraz edip kulübeden çıkarak el kol hareketleriyle abartılı bir şekilde reaksiyon göstererek tribünlerin ve sahada ter döken iki takım oyuncularının da gerim gerim gerilmesine yol açacak eylem ve davranışlarda bulundu. Şampiyonlar Ligi ve UEFA Ligi görmüş, defalarca Milli Takım forması giymiş uluslar arası deneyime sahip birinin saha kenarında yaptığı bu tip davranışların fair-play ruhu ile bağdaşır bir yanı var mı takdiri sizlere bırakıyorum!Galibiyet golünden sonra tüm yedek kulübesinin orta sahaya kadar depar atması, sanki şampiyon olmuş gibi çılgınca sevinmeleri, maç sonunda taraftarlarının oyuncularımıza sözlü ve fiziki tacizde bulunmaları da ayrı bir komedi! Tüm bunlara müsabakanın temsilcisi ve gözlemcisinin nasıl bir rapor yazacağını şimdiden merak ediyorum! Ankaragücü o kadar büyük ki adamlar bizden üç puan alınca sanki Dünya Şampiyonu olmuş gibi adeta kendilerini parçalayarak seviniyorlar!Maçın bitiş düdüğü ile birlikte stat hoparlöründen ‘Ankara’nın Bağları’ çalınması da çok ilginç! Ankara’nın Bağları adlı şarkı sanırsınız ki sanki İzmir’le özdeşleşen, İzmir’e mal olmuş ve İzmirlilerin tüm zamanlarda dinlediği şarkı!Kinayeli bir şekilde Ankara ile özdeşleşen ‘Ankara’nın Bağları’ adlı şarkıyı stat hoparlöründen çalmak fair-play ve centilmenlikle ne kadar örtüşüyor anlayabilmiş değilim.Sayısını hatırlayamadığım kadar İzmir takımları ile Ankara’da karşılaştık ve defalarca gelip geldik. Emin olun hiç birinde ‘İzmir Marşı’ çalmadık! Futbol sonucu önceden kestirilemeyecek görsel bir şölendir. Üç neticeye açık bu görsel şölen, futbol oyun kuralları içerisinde oynanırsa çok daha keyifli bir hal alıyor. Ankaragücü olarak futbol oyun kuralları çerçevesinde izleyenlere keyifli bir doksan dakika yaşattığımızı söyleyebilirim. Menemen’de bıraktığımız üç puan ve yukarıda yapılan olumsuzluklar bana tabir-i caiz ise Sokullu Mehmet Paşa’nın,”Biz kolunuzu kestik, siz bizim sakalımızı tıraş ettiniz. Kesilen kol yerine gelmez ama tıraş edilen sakal daha gür büyür” şeklindeki sözünü hatırlattı. Biz üç puanın telafisini yapar ve zirve hedefimize ulaşırız. Siz ise yaptığınız olumsuzluklarla hafızalarda kötü izler bırakarak dost kaybetmeye mahkum olacak çekirge misali bir zıplayıp-iki zıplayıp tepe üstü yere çakılacaksınız.Biz Menemen’de üç puan bıraktık fakat oynanan futbol, saha içi dayanışma ve oyuncu kadromuzun gerek maç içinde gerekse maç sonundaki kenetlenmesi takım olduğumuzun en somut göstergesi ve zirve hedefimizin en samimi İşaretidir. Bir şehir uyanıyor, Ankara’nın en büyük Markası olan ‘Ankaragücü’müz’ emin adımlarla, kararlı bir şekilde zirveye yürüyor.Oldukça zorlu ve çetin geçen zirve yürüyüşünde yalnız bırakılmanın üzüntüsünü yaşıyoruz.Ankaragücü hepimizin takımı, Ankara’nın incisi, gönlümüzün birincisi.Ankara’da otuz iki milletvekili var. Bunların bazıları bakan, bazıları partilerinde genel başkan yardımcısı, bazıları ise TBMM’de komisyon üyesi.Ankara’da yirmi beş belediye başkanımız, bir o kadarda kaymakamımız var.Ankara’da güçlü STK’lar, güçlü iş adamları var.Ankara’da Kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticileri var.Anakara’da hemşehri dernekleri var.Ankara’da Ankara Valisi var.Üzülerek belirtmeliyim ki maalesef bu zat-ı muhteremlerin hiç birisi Ankaragücü’müzün hiçbir maçında yoklar, yanında değiller ve destek olmayarak zirve yürüyüşüne omuz vermiyorlar. Ankaragücü’nün başarıya odaklanmış, kulübü aydınlık günlere kavuşturmaya yönelik samimi bir gayretle çalışan güçlü bir başkanı ve yönetim kurulu var.Ankaragücü’nün karşılıksız seven, cefakar ve fedakar bir taraftar topluluğu var.Ankaragücü’nün Başkanı ile yönetimi ile teknik heyet ve futbolcusu ile bütünleşmiş koskocaman bir yüreği var.Ankaragücü’nün yedi düvele karşı mücadele edebilecek azmi ve inancı var….Ankaragücü’nün Gücünü merak edenleri hafta sonu oynayacağımız Bugsaşspor maçına davet ediyorum. Tek yürek olmuş, tek vücut olmuş yirmi bin kişinin koro halinde Ankara’yı inleteceği şöleni kaçırmamanızı öneriyorum.Esen kalın…
En Çok Okunan Haberler